Poğaçalarımızın, böreklerimizin ve adı üstünde çöreklerimizin süsü çörek otu aynı zamanda pek çok hastalığın da devası. Halk arasında nazara iyi geldiği inancının yanı sıra şifâhen birçok hastalığın tedavisinde de kullanıldığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalar bu şifâhi kültürün haksız olmadığını ortaya çıkartmıştır. Çörek otunun tohumunda takriben % 38 oranında karbonhidrat,
% 35 oranında çeşitli yağlar, % 21 oranında da albumin bulunur. Geri kalan % 6 ise, yüzden fazla maddeden oluşur. Bu orana çok değerli olan doymamış yağ asitleri de dahildir. Linolen asidi, alfa linolenasidi ve iç yağı bunlar arasındadır. Eterli yağlar olarak kofur, nigellon, alfa-pinen vb. mevcuttur. Çok az miktarda bazı vitaminler (B1, B2, B6 folasidi niacin), mineraller (demir, kalsiyum, magnezyum, çinko ve selen) ve amino asitleri vardır.
Bu içeriği ile çörek otunun, karaciğer tahribatını azalttığı, kanser ve AIDS gibi bağışıklık sisteminin
çöktüğü hastalıklarda bağışıklık sistemine destek olduğu, şeker hastalarında insülin salgılanmasını dengelediği, alerjik hastalıklara, nefes darlığına iyi geldiği araştırmalarla görülmüştür. Bunların dışında yüksek tansiyonun ve kollesterolün dengelenmesinde de kullanılmaktadır.
Herşeyin faydası olduğu gibi kararında kullanılmadığında zararları da olabileceğini unutmadan çörek otunu mutfaklarımızdan eksik etmeyelim.
Kaynak: Tıklayınız